Aşısızlara PCR testi zorunluluğu ile aşı dayatması kaldırılmadı!
Aşı olmayan vatandaşlardan istenilen PCR testinin kaldırıldığına dair yapılan haberler, büyük bir yalan!

Aşı olmayan vatandaşlardan istenilen zorunlu PCR testi uygulamasının kaldırıldığı; Sağlık Bakanlığı’nda bakan olarak görevini halen sürdürmekte olan Fahrettin Koca’nın konuşmasıyla ve İçişleri Bakanlığı’nın genelgesi ile gün yüzüne çıkmıştı.
Fakat apar topar yeni bir genelgeyi servis eden İçişleri Bakanlığı, PCR testinin zorunlu olduğu yerleri bu genelgede belirtti. Çifte standardın devam ettiği ülke siyasetinde, sağlık sektörü siyasi malzeme haline gelmiş durumda.
Yeni genelgede, uçak ile seyahat edecek olan vatandaşlardan zorunlu PCR istenilmesi belirtilirken Cezaevi Çalışanları ve diğer bazı alanlarda yapılan faaliyetler için de bu zorunluluğun devam edilmesinin istenilmesi dikkat çekiyor.
Zorunlu PCR uygulaması vatandaşlar üzerinde maddi ve manevi külfet olmaya devam ederken, sağlık adı altında vatandaşlar bir bilinmeze sürüklenmek isteniyor.
Kaldırıldığı ilan edilen PCR uygulaması vatandaşların bir kısmı için halen devam ettiriliyor. Kameralar önüne çıkarak, sadece semptom gösterenler için PCR testi isteneceğinin duyurulmasından sonra meselenin aslında tam olarak bu olmadığının anlaşılması, kirli siyasetin sağlığa uzanan eli olarak görülmektedir.
Genelgeler ile yönetilen sağlık sistemi, siyasi bir alan haline gelmekte, vatandaşlar genelgeler gölgesinde Sağlık Bakanlığı eliyle yıpratılmaktadır.
- Aşı olan vatandaşlar da virüse yakalanabiliyor,
- Aşı olan vatandaşlar da vürüsü yayabiliyor,
- Aşı olan vatandaşlar da hastalığı ağır atlatabiliyor,
- Aşı olan vatandaşlar da yoğun bakıma düşebiliyor,
- Aşı olan vatandaşlar da ölebiliyor,
Aşıyı öve öve güzellemeler yapanlar, medyanın gücüyle vatandaşları yanıltarak aşının koruyuculuğuna vurgu yapmaya devam etmekteler. Aşı olmak virüsün yayılmasını engellemezken bu güzellemeler neden devam ettirilmekte? Neden vatandaşlar zorlamalarla aşılara sevk edilmekte? Olsan da aynı olmasan da aynı şartlar devam ediyorsa bu dayatmalar neden?
Sağlığı siyasi malzeme haline getirmek son derece yanlış olmakla birlikte, milyonlarca aşılamaya rağmen faydası şeffaf bir şekilde ortaya koyulamayan, “mini mini pıhtıcıklar” denerek sempatik gösterilmeye çalışılan aşıları vatandaşlara zorbalıkla sevk etmeye çalışmak, yakın tarihimizde yaşanan büyük bir utanç kaynağıdır.
DSÖ ne derse tamam diyerek tüm siyasi gücü arkasına alarak uygulayan Sağlık Bakanlığı umarız ki vatandaşlarını maddi ve manevi yıpratma kararlarından bir an önce döner.
DSÖ ile gün gelip şayet ters düşülürse veya aşı hakkındaki gerçekler tüm belgeleriyle gün yüzüne çıkarsa maddi & manevi tazminat davalarının konuşulacağı günler gelebilir mi?..
Haberegel.net ● Haber Merkezi